Tenisçi dirseği hastalığına dikkat çeken Ortopedi ve Travmatoloji doktorumuz Op. Dr. Hüseyin Güray Alın bu ağrıyla ilgili çarpıcı uyarılarda bulundu. İşte doktor Alın'ın o yazısı;

Tenisçi dirseği hastalığı, dirseğin dış tarafında hissedilen bir ağrıdır. Nadiren zorlamaya bağlı ekstensör kas grubunun el bileğini ve parmakları yukarı kaldıran kaslar kemikten orijin aldığı yerde küçük yırtıklara bağlı yangı oluşması sonucunda ağrı oluşur; bu nispeten kolay iyileşir, mesela kliniklerde uygulanan kortizon enjeksiyonundan fayda görür.

İlaçlar kısa süreli işe yarasa da ağrı genellikle tekrar eder ve dirençlidir. Bu durumlarda ağrı, omuz, boyun ve sırttaki tetik noktalar ve akupunktur meridyeninden köken alıp kola yayılır ve dirsekte kendisini gösterebilir. Örneğin çoğu zaman ağrılı bölgenin merkezi, kemik çıkıntıdan çok 2 cm iç tarafındaki kalın barsak-11 noktasıdır. Ön kol ve üst kolda kalın barsak meridyeni boyunca ağrı hissedilebilir. Bazen parmaklarda, özellikle 1. ve 2. parmakta, uyuşma olabilir. Bu ağrılar bazen boyun fıtığı ile karışabilir. Birşey taşırken, çaydanlık gibi birşeyi kaldırırken, bez sıkarken ağrı olur, güçsüzlüğe neden olur; çoğu zaman gece şiddetlenirler.

Tedavi olarak ne uygulanırsa uygulansın yanında mutlaka tamamlayıcı önlemler alınmalıdır. Herşeyden önce mide ve barsak sistemi rahatlatılmalı, ayurvedik bir perhiz başlatılmalıdır. Ağrıyı arttıran zorlamalardan kaçınılmalı, hafif güçlendirme ve germe egzersizleri yapılmalı, masaj uygulanmalıdır.

Merkezimizde, gerekli radyolojik tetkikler yapıldıktan sonra nöralterapi ve akupunktur teknikleri ile sorunlu akupunktur noktaları ve meridyenine, tetik noktalara ve omurgadaki ilgili segmente enjeksiyonlar yapıp, manuel terapi uygulamaktayız. Bir yandan ağrı ve hareket kısıtlılığı, uyuşma gibi yakınmalar düzeltilirken bir yandan gerçek nedeni ortadan kaldırıyoruz; bunun için ozon terapi, homeopati gibi alternatif tekniklerden de faydalanıyoruz. Bozucu alanların tespiti, alerjilerin belirlenmesi ve bedenin iyileşme gücünü ölçmek için biyoinformatif cihazlardan faydalanmaktayız. Fitoterapi ve tamamlayıcıların da eklenmesiyle bütünsel bir terapi verilmiş oluyor.

Bu ağrıdan yola çıkarak aile dizimi ve sanat terapisi, holotropik nefes gibi psikoterapiler ile kişi yaşamındaki tüm olumsuzlukları silme yolunda önemli adımlar atabilir. Hastalarımızın elde ettikleri iyileşmeyi devam ettirebilmeleri için yoga, tai chi ve chi kung gibi enerjetik çalışmalara da katılınabilir.

Nedeni tam anlaşılamayan, kesin bir travma veya zorlamaya bağlanamayan böyle ağrılar, her zaman vücuttaki bir regülasyon bozukluğunun işareti olarak kas ve iskelet sisteminde ortaya çıkarlar. Vücuttan gelen sinyaller anlaşılmaya çalışılıp, işin kökenine inilmelidir. Yoksa uyarının şiddeti giderek artar, bozukluk derinleşir, yani rahatsızlık organik bir bozukluğa, geri dönüşsüz sonuçlara varabilir.