Bu Ağrı Kaderiniz Olmasın!

Bu Ağrı Kaderiniz Olmasın!

Hayatımızı etkileyen en büyük ağrılardan biri olan boyun ağrısıyla ilgili merak ettiklerinizi Ortopedi ve Travmatoloji doktorumuz Op. Dr. Hüseyin Güray Alın sizler için yazdı.

İşte doktorumuzun boyun ağrısıyla ilgili yaptığı çarpıcı uyarılar;

Bedenin tüm ağrıları düşünüldüğünde aralarında en kapsamlı ve zorlularından biri: boyun ağrısıdır.

Baş ağrısı, hareket kısıtlılığı, sırt ağrısı, kollarda ağrı, uyuşma, güçsüzlük ve pek çok semptomunda katılarak oluşturduğu bir buz dağı. Servikal omurga -boyun- kemik, eklem, sinir sorunlarından başka bedenden yansıyan ağrıların ve bozucu alanların en çok odaklandığı bölgeler arasındadır. Sindirim sisteminin fonksiyonel ve organik bozukluklarında, bademcik, diş, çene eklemi, sinüs rahatsızlıkları, göğüsteki organlar ile ilgili patolojilerde yine sıkça boyun ağrısı görüyoruz.

Boyun ağrılarına klasik olarak nasıl yaklaşılacağını boynu ağrıyıp doktora giden herkes bilir. Direkt filmler alınır, fıtıktan şüpheleniliyorsa yanında MRG çekilir, disk hernisi- fıtık- artroz -kireçlenme, travma bulguları ve nadir görülen birkaç durum daha araştırılır. Burada gözardı edilen önemli bir konudan bahsetmeli: kronik boyun ağrılı hastaların ortak özelliği zihin yoğunluğu yaşayan, fazla düşünen, huzursuz kişiler olması ve bu duygu durumla gelişen, kafanın duruşunun ve boyunun aldığı yanlış pozisyonun bu ağrılarla çok yakın ilgisi var. Boyun, birşeyi daha yakından görmek istermiş gibi öne uzatılmış pozisyonda durur, omurga düz değildir ve başın ağırlığını omurga yerine kaslar taşımakta ve tabii ki yorulmaktadırlar. Bu arada bu insanlar, çoğu zaman kollarını, omuzlarını –yanlış şekilde- yukarı kaldırarak, kullanırlar, zaten yorgun olan boyun ve sırt kasları daha da zorlanırlar.

Mükemmelliyetçi, dogmatik, bulunduğu durumdan hoşnutsuz, endişeli, reddeden, direnen yani büyük şehirde yaşayanların çoğunun paylaştığı ruh hallerinde bu duruş görülebilir. Bu gibi psikolojik komponentlerin giderilmesinde, rutin olarak kullandığımız tedavilere ek olarak bazı yöntemlerin de kullanılması gerekir. Kronik ağrıların tümünde olduğu gibi boyun ağrılarında da farkına varmadan yapılan içsel konuşmaların susturulmasını sağlayacak metodların uygulanmasını öneriyoruz; meditasyon, yoga, tai chi, nefes egzersizleri, bilişsel terapi ve yürüyüş gibi çalışmaların yaptırılması, hoşnut olunan uğraşlara yönlendirilmesi gibi. İçsel görünün arttırılması, kişinin hastalık yapıcı otomatik davranışlarının farkına varması ve kendini değiştirmesi bu yollarla sağlanabilir.

Boyun ağrılarında, birlikte sıkça görülen bir diğer durum diyaframın kasılı olmasıdır. Diyaframın kullanılamadığı durumda solunumun sadece toraks- göğüs kafesinin- kasları aracılığı ile yapılması sonucunda tık nefes olunur. Çok enerji harcayarak az oksijen elde edilir. Üst ısıtıcı olarak akciğerin havadan gelen chi’yi - canı- yeterince organizmaya alamaması tık nefesin daha tehlikeli boyutudur.

Duygusal yüklenme, özellikle endişe, olayları sindirememe, sıkılma, öfke gibi negatif duygular bombardımanında insanın karnında sertlik hissi olur, bu diyaframın kasılmasındandır. İç çekme, sık sık yüzü gözü ovuşturma, karını sıvazlama bilinçdışı alınan önlemlerdir. Bilinçli nefes egzersizi ve gevşemeyi sağlayacak onaylamaların hatırlanması durumu dramatik düzeltir. Kasmadan, bir disiplin halinde yapılırsa bir süre sonra iyilik halinin ve huzurun müptezelliği zaten kişiyi yolda tutar, bırakılamaz.

Kronik tonsillit, diş poblemleri, ağır metal bulunması, çene eklemi problemleri, tetik noktalar, kalın barsak problemleri (mantar, alerji, disbiyoz- barsak flora bozukluğu, enzim yetersizlikleri) ve geçirilmiş ameliyatlar, enfeksiyonlar gibi bozucu alan oluşturan etkenler boyun ağrısında çözülmesi gerekebilen diğer sorunları oluştururlar.

Klasik olarak kullandığımız radyolojik tetkikler, röntgen filmleri, MRG ve BT yanında, biyorezonans gibi tanı yöntemleri kullanılarak bu tür saklı kalan bulgular ortaya konabilir. Homeopati, nöral terapi, ağır metal şelasyonu, ozon terapi gibi dıştan yapılan yardımların yanında yoga, tai chi, davranış terapisi, meditasyon ve nefes çalışmaları yeri geldiğinde ve iyi bir kombinasyonla kullanılarak çözümsüz hastalara şifa olabilir. Zaten kullanmakta olduğumuz tıbbi ilaçlarla birlikte fitoterapi (şifalı bitkiler ile terapi) ve diğer takviye ilaçlardan faydalanılır. Beslenmeden kendine zaman ayırmaya, günlük egzersiz, masaj ve sıcak uygulama programlarından hayata bakışın değiştirilmesine kadar geniş yelpazede kişi yaşamını gözden geçirmeli ve yeni uygulamaları eklemelidir. Bütün bunlarla iyileşmeyen disk hernisi (boyun fıtığı) gibi durumlarda da ameliyatlar güvenilir bir çare olarak bir kenarda durmaktadır.

Blog